Kıdem süresi belirlenirken askerlikte geçen sürelerin veya borçlanılarak hizmetten sayılan askerlik görevlerinin kıdem süresine ilave edilmemesi gerekmektedir. Bununla ilgili yargı kararları da mevcuttur.
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi bu konuya bir istisna getirmektedir. Buna göre; “ T.C. Emekli Sandığı Kanunu veya Sosyal Sigortalar Kanunu’na tabi olarak aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işvereni tarafından kıdem tazminatı ödenir.” hükmü ile borçlanılan askerlik hizmetinin de kıdemde dikkate alınmasını ve buna göre değerlendirilmesi gerektiği yönünde bir istisna getirmektedir. Bu şekilde, hizmet birleştirilmesi yapılarak son kamu kurumunca kıdem tazminatı ödenmesinde askerlik süresinin kıdeme dahil edilebilmesi için gereken şartlar aşağıdaki gibidir:
- Muvazzaf askerlik görevinin er olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri Sosyal Sigortalar Mevzuatında öngörüldüğü şartlarla borçlanmış ve borçlarını ödemiş olmaları gerekir.
- Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanması ve kamu kesiminde çalışması gerekmektedir.
- Kamu sektöründe çalışan işçilerin dikkate alınan askerlik süresinin işe başlamadan hemen önce veya çalışma süresi içinde geçirilmiş olması dikkate alınır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun denetiminden de geçerek kararlılık kazanmış kanun uygulamasına göre muvazzaf askerlik hizmetinin iş sözleşmesinin kurulmasından önce ya da sonra gerçekleşmiş olmasının borçlanılan askerlik hizmetinin kıdem tazminatının hesabında dikkate alınması açısından bir etkisi olamaz. Son işvereninin kamu kurumu niteliğinde bulunması bir diğer önemli noktadır.